“İlk kez kendi kendime, bir şey yapmak, yaşamda bir şey elde etmek istiyorsan, kimseye bu münasebetsiz babaya bağlandığım gibi bağlanmamaya, kimseye bağımlı olmamaya söz verdiğimi düşünüyordum.”
Ama o gülmedi. "Çocuklu olan," dedi gözünü kadehe dikerek "hayatı kabul eder. Sen hayatı kabul ediyor musun?"
"Eğer bir insan yaşıyorsa hayatı kabul ediyordur, öyle değil mi? dedim. "Çocuklar bunu değiştirmez."
"Ama çocuk yapmadın..." dedi gözünü kadehten ayırıp beni inceleyerek.
"Çocuklar büyük sorun," dedi Morelli, "ama bütün kadınlar onları ister."
"Biz değil" dedi Momina ani bir hareketle.
"Ben çocuğu olmayanların nasibine hep başkalarının çocukla. rının düştüğünü gördüm..."
"Mesele bu değil" diye onun sözünü kesti Momina. "Mesele şu ki bir kadın çocuk yapınca, artık kendisi olmaz. Birçok şeyi kabul etmesi gerekir, evet demesi gerekir. Peki, evet demeye değer mi?"
"Clelia evet demek istemiyor" dedi Morelli.
(...)
Momina sigara yakmıştı, beni gözlerini duman yüzünden kısa- rak inceledi. Hayatı kabul edip etmediğimi tekrar sordu. Bir çocuk yapmak için onu içimizde taşımamız, köpek gibi olmamız, kana- mamız ve ölmemiz-birçok şeye evet dememiz-gerektiğini söyledi. Bunu bilmek istiyordu. Hayatı kabul ediyor muydum?
Dr. Adnan Bütün kabine toplantılarında bulunmaya mecbur oluyor, bundan başka da Mustafa Kemal Paşa’nın çağırdığı hususî toplantılara gidiyordu. Bu günlerde, nadiren gece yarısından önce gelir, bazan da sabahın beşlerine kadar dışarıda kalırdı. Mustafa Kemal Paşa’nın anormal denilecek bir enerjisi olduğu için, sabahleyin uyurdu. Fakat, Dr. Adnan
Düzen kurmak, bir başkasının varlığına dayanabilmek ve canın istemese de onunla yatmaktı. Para sahibi olmak ise yalnız kalabilme olanağı demekti. Peki de, parası olan aylaklar ne demeye başkalarının, gürültü patırtının peşinde koşuyorlardı?